Asliye Ceza Mahkemesi'nde 'Taksirle adam öldürme' suçundan doktor hakkında
dava açıldı. Adli Tıp 1. İhtisas Kurulu, tıbbi belgelere göre sanık doktorun
koyduğu tanı ve yaptığı ameliyatın tıp kurallarına uygun olduğu ancak Postoperatif
dönemde hastanın vizitini yapmamasının eksiklik olduğu vurgulandı. Tarafları
dinleyen mahkeme, sanık doktorun beraatine hükmetti. Kararı, acılı aile temyiz
edince devreye Yargıtay 12. Ceza Dairesi girdi.
Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi: "Kişinin ölümü nedeniyle doktora
kusur atfedilemeyeceği, bu eksik eylem ile ölüm arasında illiyet bağı bulunmadığı,
kişinin ameliyat sonrası takip, tedavi ve sevk işlemlerine katılan ilgili diğer
hekimlere ve yardımcı sağlık personeline kusur atfedilemeyeceği öne sürülmektedir.
Sanığın eylemi ile netice arasında illiyet bağının kesin bir şekilde kurulamadığı,
bu nedenle sanığın taksirle öldürme suçundan sorumlu tutulamayacağı ortadadır.
Ancak bahsedilen raporlar ve tüm dosya kapsamından sanığın ameliyat sonrasındaki
süreçte gerekli takip ve kontrol muayenesini yapma konusundaki ihmali nedeniyle,
eylemin TCK’nın 257/2. maddesindeki ihmali davranışla görevi kötüye kullanma
suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde beraatine karar verilmesi
yasaya aykırıdır. Kararın oy birliği ile bozulmasına hükmedilmiştir."
Emsal kararla birlikte ameliyat sonrası hastasını takip etmeyen doktorlar, sanık
sandalyesine oturacak.