"Devlet bize burayı yaptı"
Hayvancılığın
baba mesleği olduğunu belirten Ayfer Yıldırım, "Evlendikten sonra eşim marketçiydi.
Ben baba mesleğini sevdiğim için eşimi bu iş için zorladım, köye getirdim. İlk
olarak 100 koyun ile başladık. O zaman çadırda yapıyorduk, şartlarımız zordu.
Çadırı su basıyordu, rüzgar olduğu zaman sıkıntıydı. Her şey sorundu. Daha sonra
devlet desteği alıp buraya geldik. Devlet bize burayı yaptı. Burayı yapınca koyunları
çoğalttık. 500 çıktık. Yıl yıl değiştik. Bazen sattık bazen çoğalttık. Ama hiçbir
zaman 300'ün altına inmedi" dedi.
"Her kadın çalışsın kendi parasını
kazansın, eşinin eline bakmasın"
Hayvancılığın zor olmadığını aktaran
Yıldırım, "Her kadın çalışsın, kendi parasını kazansın. Eşinin elinin bakmasın
ve beklemesin. Ben evdeki işleri yapıyım, sen işe git demiyorum. Eşimle birlikte
ben de geliyorum. Ben daha iyi anladığım için ondan önce yapıyorum. Hastalığı,
yemi gibi her şeyinde eşimden daha iyiyim. Şehir hayatını sevmiyorum. Anladığım
da bir meslekti. O yüzden köye geldik. Allah devletimizden razı olsun. TKDK'nın
yüzde 65 desteği ile burayı yaptık. Şartlar daha iyi. Sağımhane bile yapıldı"
diye konuştu.
"Modern ve güzel bir şekilde hayvanlarımızı yetiştiriyoruz"
2016
yılında TKDK'dan proje bedeli yüzde 65'i olan 880 bin TL hibe aldıklarını ifade
eden Yıldıray Yıldırım ise, "300 baş küçükbaş koyun çiftliğimizi kurduk.
Daha önce derme çatma çadırlarda yapıyorduk. Şu anda aldığımız hibe ile çiftliğimizi
kurduk. Daha modern ve güzel bir şekilde hayvanlarımızı yetiştiriyoruz" şeklinde
konuştu.