Görevli polis memuru, olay günü nöbetçi olduğundan,binaya giriş ve çıkış yapanları kontrol etmeleri, bina önünde ve arkasında bulunan karakola ait park alanına sivil araçlar ile tanınmayan şahısların araçlarının park yapmasına engel olmaları gerektiği ve bunun görev tanımı olduğunu belirtir.Sanıktan şikayetçi olması üzerine,
Yerel Mahkemece olayın hakaret suçunu oluşturması nedeniyle, davanın kabulüne
karar verilir; hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi ile, Yüksek mahkemece
konu tartışılır.
Ancak, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 23.12.2013 tarihli, 29305-33302 sayılı kararı
ile bu defa olayın hakaret suçunu oluşturmadığı değerlendirilerek yerel mahkeme
kararı bozulur ve beraat kararı verilir.Bunun üzerine de
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Yüksek Mahkemenin kararına itiraz eder.
Olayın Ceza Genel Kuruluna gelmesi üzerine yeniden değerlendirilir ve polis memuruna lan demenin hakaret suçu oluşturacağına karar verilerek olaya nokta konulmuştur.
Genel Kurul Kararında özetle;
'…Olay günü karakola ait araçlar için tahsis edilmiş park yerine aracını park
etmek istemesi nedeniyle çevre koruma nöbetçisi olan polis memuru müşteki ile
tartışan ve tepkili biçimde aracını patinaj yaptırarak hızlı bir şekilde bulunduğu
yerden alarak başka bir yere park edip geri gelen sanığın, karakola girmek istediğinde
kendisine nereye gideceğini soran müştekiye hitaben "sana ne lan, sen kimsin,
ben istediğim yere gider, istediğim yerden çıkarım, bana kimse karışamaz"
şeklinde sözler söylediği, sanığın olumsuz tavrını sözüyle pekiştirdiği, davranışlarının
bir bütün halinde görevini yapmakta olan müşteki polis memurunu tahkir etmek
amacıyla ve müştekinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte
olduğundan sövmek suretiyle işlenen, hakaret suçunun yasal unsurlarının oluştuğu
kabul edilmelidir..'şeklinde karar verilmiştir.