Sosyal Güvenlik Kurumundaki İşveren Memuru Hakettiği Kadro Unvanını Almalıdır
Sosyal Güvenlik Kurumu bünyesinde halen prim tahakkuk ve tahsilat servislerinde
çalışan binlerce personelden bahsediyoruz.
Yıllarca tüm resmi ve özel işverenlerin-adı işveren memuru olarak geçse de
sadece işverenlerin değil- sigortalı sigortasız çalışanların, hatta tüm muhasebecilerin
uğrak yeri edindiği prim tahakkuk ve tahsilat servisinde çalışan personelden
söz ediyoruz. Yani sadece bir devlet memuru anlayışı ile çalışmayan insanlardan
bahsediyoruz.
İşveren memuru nedir ve ne iş yapar?
Bu sorunun cevabını bir satırda kim ifade edebilir ki? Bizce bu mümkün değil.
Çünkü genel olarak işveren memuru diye anılan ancak Sosyal Güvenlik Kurumu literatüründe
Prim Tahakkuk ve Tahsilat Servis çalışanı (böyle bir kadro olmasa da) olarak
bilinen memurlar zaten konusunda uzman değiller mi?
Elini vicdanına koyan herkesin tereddütsüz evet demesi gereken bir soru bu.
Sosyal Güvenlik Kurumunca düzenlenen eğitim seminerlerinde "İşveren servislerinde
fiilen çalışan memur ya da şefler" diye bahsedilir. Kurum aslında kendi
içyapısında bile bu servisleri ayırmış durumdadır. Bu nedenle önemli bir bilgi
birikimi gerektiren bu birimlerde çalışanlar için İşveren Uzmanı kadrosunun
ihdas edilmesi gereğinden bahsedeceğiz.
Neden İşveren Uzmanı kadrosu olmalıdır?
Çünkü işveren memuru; Kurumun yegâne gelir kaynağı olan primlerin toplandığı
tek yerde çalışıyor. Çünkü işveren memuru; 5510, 4734, 4735, 2886, 6183 Sayılı
Kanunları bilmeden hiç bir işlem yapamaz.
Çünkü işveren memuru; en az 2 ila 5 yıl arasında işini yapabilecek seviyede
bir memur olur.
Çünkü işveren memuru; yüzlerce sayfalık Kanunlar, Yönetmelikler, Genelgeler,
talimatlar, e-postaları bilmek ve uygulamak zorundadır.
Çünkü işveren memuru; 5510, 5084, 5615, 5746, 4447, 5921, 6111… vs. vs birçok
teşviki bilmek ve bunlardan işverenleri faydalandırmak için çalışıyor.
Çünkü işveren memuru; kayıt dışı istihdam ile mücadelede etkin görev alıyor
Çünkü işveren memuru; Türkiye de yapılan inşaatların ve ihale konusu işlerin
hemen her noktasına dâhil oluyor.
Çünkü işveren memuru; hem sigortalıya hem de işverenlere hizmet eden yegâne
servis olan prim tahakkuk ve tahsilat servislerinde çalışıyor
Çünkü işveren memuru; 5-10 günde değil belki ancak 5-10 senede tam manasıyla
yetiştirilebiliyor.
Çünkü işveren memuru; sadece kendine karşı sorumlu değil en ufak bir hatada
bile savunma verme ve yargılamalarla karşı karşıya kalabiliyor.
Çünkü işveren memuru; yapılan işin yoğunluğu ve sorumluluğu göz önüne alındığında
hiçbir memurun gönüllü çalışmak istemediği bir serviste çalışıyor (çalışmak
zorunda kalıyor)
Çünkü işveren memuru; günübirlik birkaç kalem tekdüze iş ile günü tamamlamıyor.
Her platformda Sosyal Güvenlik Kurumu'nun KALBİ olarak belirtilen bu servislerde
çalışan personel sürekli en doğruyu, en akılcı çözümü, en kaliteli ve en süratli
hizmeti sunmaya çalışıyor. Zira Sosyal Güvenlik Kurumu'nun KALBİ tabirinin ne
kadar gerçekçi olduğu uzmanlık noktasında atılacak adımlarla yetkililer için
bir samimiyet sınavı niteliğinde olacaktır.
Sosyal Güvenlik Kurumu Taşra Teşkilatı Kuruluş ve Çalışma Usul ve Esasları
Hakkında Yönetmeliğinin 24 ve 25. maddelerinde belirtilen ve daha burada yazamayacağımız
belki onlarca ayrı kalemde iş ve işlemler ile uğraşıyor ve bunların sorumluluğunu
taşıyor.
İşte sırf bu yüzden bile en azından İşveren Uzmanı veya Sigorta Primleri Uzmanı
gibi bir statüye sahip olmalı ve (yaptığı işin sorumluluğunu göz önüne aldığımızda)
bu farkı yaşamalıdır.
Aslında illerdeki Müdürlükler ve Merkez Müdürlükleri de bu servislerde yaşanan
sorunların ve personelin durumunun farkındadır. Ancak işveren memurunun bir
statüsünün olmaması yaptığı işin önemini ve büyüklüğünü gölgede bırakıyor ve
kimse bunun üzerinde konuşmak bile istemiyor. Uzmanlık denince Sosyal Güvenlik
Uzmanı kadrosu değil tabi ki. Ancak işveren memurlarının da kendi alanında uzman
olduğunu gösteren bir kadroya sahip olma hakkı vardır.
Sosyal Güvenlik Sigorta Primler Derneği olarak yaptığımız gezilerde ziyaret
ettiğimiz İllerde edindiğimiz izlenim; hiç bir şekilde yetişmiş personel istihdam
edilemiyor ve uzun süreli personel çalıştırılamıyor. Neden? İşte cevap aranması
gereken en önemli soru budur.
Derneğimizde birçok İl ve Merkez Müdürlüğünden gelen bu servislerde yaşanan
sorunlar ve çözüm önerileri hakkında yazılar mevcuttur. Genel olarak incelendiğinde
yetişmiş personel ve uzun süreli çalıştırılacak personel sorunu ilk başta gelen
şikâyet konularıdır. Neden bu sorunlar yaşanmaktadır?
Şöyle açıklayalım; Memur başına düşen dosya sayısının aşırı derecede fazla
olması, mevzuatın çok geniş ve devamlı büyüyen bir yapıya sahip olması, vatandaş
odaklı hizmet nedeniyle birebir iletişimin verdiği rahatsızlık, diğer servislerde
çalışanlar ile bu servislerde çalışanların aynı kefeye konulması buralarda çalışılmayı
negatif görüntüye taşımaktadır.
Müdüriyet takdiri ile servislerde görevlendirilen memurlar, işveren servislerine
verildikleri günden itibaren "ben buradan gideceğim" diyerek çalışmaktadır.
Dolayısıyla mevzuat ve uygulamayı öğrenmeyi istememektedirler. İşte bu noktada
servislerde çalışan 1, 2 eski personel tüm yükü sırtlamak zorunda kalıyor ve
girdiği stresten dolayı ayrılmak istiyorlar. Bu durumda da personel yetiştirmek
mümkün olmuyor.
Maliye Bakanlığı bu işi başarmıştır. Hâlihazırda çalışan memuruyla aynı işi
yapmaya devam ederken gelir uzmanı kadrosunu vererek personelinin çalışma azmini
artırıcı ve personeli tatmin edici bir işe imza atmıştır. Belki bu hamle ile
geleceğe güvenli bir yatırım yaptı.
Sosyal Güvenlik Kurumu da bunu pekâlâ yapabilir. Çünkü bu personelin Kuruma
olan sadakatini, iş verimini ve motivasyonunu artırmak için de gereklidir. Zira
bu işi yapmak 74 milyon nüfusa hitap eden ve sorumluluğunu taşıyan Sosyal Güvenlik
Kurumu'na da zor olmasa gerektir. Sosyal Güvenlik Kurumu geleceğe sağlam adımlar
atabilmek için iyi bir yatırım yapmalı ve İşveren Uzmanı veya Sigorta Primleri
Uzmanı kadrosunu ihdas ederek personelin maddi ve sosyal haklarını iyileştirmelidir.
İşveren Uzmanı veya Sigorta Primleri Uzmanı Kurumda hiç olmayan bir kadro
mu?
Hayır. Sosyal Güvenlik Uzmanlığı adı altında bir kadro hali hazırda zaten var.
Sigorta İşveren Uzmanı veya Sigorta Primleri Uzmanı diye taşra teşkilatında
istihdam edilmek üzere alt bir kadro oluşturulamaz mı? Elbette Devlet Personel
Başkanlığı ve Maliye ile bu konuda görüşülüp ortak bir noktada buluşulması zor
olmasa gerektir.
Böyle bir kadronun tahsis edilmesi neticesinde personele verilecek özlük hakları
ve iyileştirmelerle Kurumda burada çalışmak için personelin istek ve arzu ile
göreve başlayacakları, yaptıkları işte uzmanlaşacaklarından hata unsurunun çok
düşeceği, tarafımızdan öngörülmektedir.
Tüm bu bahsedilenler işveren servislerinin işleyişini bilmeyen birisine abartılı gelebilir. Bilgi olarak söylemek gerekirse bahsettiklerimiz, bahsetmediklerimizin yarısı bile değildir.